12.5.08

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a "Açık Mektup"

kimden hakan akcura
kime ertugrul.gunay@kultur.gov.tr
tarih 12 Mayıs 2008 Pazartesi 18:22
konu "Anna Lindh Avro-Akdeniz Vakfi, Kulturler Arasi Diyalog icin Gazeteciler Ödulu" töreni yaklasirken bir "Acik Mektup"


Sayin Ertugrul Gunay,

Adimi hic duydunuz mu bilmiyorum. Uc bucuk yildir Isvec Stockholm'de yasayan bir guncel sanatciyim. Ressam, performans ve video sanatcisiyim. Sair ve tasarimciyim. 15 yillik sanatcilik kariyerim boyunca, ulkemizde, Avrupa'da ve dunyada kendimce tanindigim, bilindigim bir duzeye ulastim. Kendini sanatsal yaratima uzak hisseden her insana, aslinda yaratici potansiyelin onlarda da oldugunu ileten, gosteren, onlari kiskirtan, dunyada da sayisi pek fazla olmayan "neo-fluxus" sanatcilarindan biriyim.

Bu mektubu size yazmamin nedeni, 29 Mayis'ta Atina'da gerceklesecek "Anna Lindh Avro-Akdeniz Vakfi, Kulturler Arasi Diyalog icin Gazeteciler Ödulu" toreninde gazeteci Vercihan Ziflioglu'nun yaninda yeralacaginizi ögrenmis olmam. Bu ödulun sadece Vercihan Ziflioglu icin degil, Turkiye basini ve ulkenin tum barisseverleri icin gurur verici bir gelisme oldugunu dusunuyorum. Bir dusundugum de, kulturler arasi diyalog gibi bir kavramin aciklik, samimiyet ve gercegin -aslinda- ne olduguna dair bir bilgiyle birlikte odaklanilmasi gereken bir kavram oldugu...

Söyle ki; Vercihan
Ziflioglu'ya bu ödulu kazandiran birkac yazisinin baslicasi ve bugun Anna Lindh Avro-Akdeniz Vakfi web sitesinde yayinlanani benle yapilan ve "Nefret tunelinde Ask" isimli cagrim ve sanat etkinligini konu alan bir röportajdi. Okumadiysaniz, öncelikle bu röportaji okumanizi ve Vakif tarafindan gururla sergilenme bicimini görmenizi isterim:

Sözkonusu özgun dili ingilizce olan röportaj ayni gazetecinin imzasiyla Referans Gazetesi'nde turkce de yayinlanmisti:

"Nefret tunelinde Ask" sanat etkinligime dair cagriyi 23 Mart 2007'de "Open Flux" isimli blog sitemden yaptim:

Cagrim basindan destek gordu ve sirasiyla Birgun, Radikal, Tempo, Daily Turkish News (ödul kazanan roportaj) ve Haberturk-H2'de uzun bir zamana yayilan birkac yaziya konu oldu.

Oysa cagrinin cok daha yaygin duyurulmaya ve bana yollanacak filmlerin olusumu, sergilenmesi surecinin aktif destek ve yardima ihtiyaci vardi.

Cagrimin sonunda yeralan notta sunlari yazmistim:

"Bu serginin hazırlık ve sergilenme aşamasında her türlü yardım ve desteği verecek olanlara kapım açık. Bu çağrının ve olası serginin haber, duyuru olarak dergi, gazete, forum, yazışma grupları gibi zeminlerde yaygınlaştırılabilmesi, kurgu ve altyazı döşenmesi sürecinin mali gereksinimi, sergilemeye dair yönlendiricilik, küratörlük ve mekan sağlama çözümleri, sergi baskı ve ses-görüntü donanımlarının gerektireceği destek ve dayanışma…"

Ayni dönemlerde Isvec Stockholm Kultur ve Turizm atesesi Aybala Dagasan ile bir toplanti yapmis ve "Nefret tunelinde Ask"tan daha önce yayinladigim ve Turkiye ile Isvec arasinda varolan önyargilari ortadan kaldirmaya yonelik bir baska kulturlerarasi diyalog sanat etkinligi cagrim olan "Gercek Diyalog" uzerine konusmustuk. Ben kendisinden Kultur ve Turizm Bakanligi'nin o cagrimi yayginlastirabilmesi icin olanaklarini bana acmasini ve o serginin olusum surecine maddi destek vermesini istemistim. Cok olumlu gecen ve bana umut veren toplanti, yasandigi ile kaldi. Somut bir cevabi hic alamadim ve yeniden biraraya hic gelemedik.

Dolayisiyla, zamaninda yine basinda, ozellikle de Radikal gazetesi ve NTV'de tanitim olanagi bulan ama muhtac oldugu diger desteklere hicbir zaman ulasamayan "Gercek Diyalog" surecine dair Bakanliginizla girdigim diyalogun bir benzerini "Nefret tunelinde Ask" icin yapmadim.

Ama bugun, yani Vercihan
Ziflioglu'nun 29 Mayis 2008'de Atina'da, bu etkinlige dair yaptigi roportajla, -ne guzel tesaduf ki - bir Isvec Vakfi'ndan alacagi odul töreninde TC'yi temsilen sizin yeralacaginizi ögrenince, sessiz kalamadim.

Önce beni bu ödul töreninden haberdar eden Vercihan Ziflioglu'na sunu yazdim:

"Selam Vercihan,
Cok sevindim yine...
Tam bu ugrakta senden bir istegim var.

Bir konusma yaparsan, yapacaksan, "Nefret tunelinde Ask" cagrisinin ve sergisinin, sana bu ödulu aldirtan "niteligine" ragmen, öksuz ve yetim kaldigini, hala hicbir kurum ve kisiden destek alamadigini ve bir sonuca erisememe ihtimalinin cok arttigini seyircilerine iletmezsen cok uzulurum.

Oysa, sadece Kultur Bakanligi, elindeki duyuru olanaklarini bana acsa, en azindan radyolar ve okullar yoluyla bile bu cagri milyonlarca kisiye rahatlikla ulasabilirdi. Birkac gazetecinin destegi disinda ne duyuru, ne de yapim asamasi icin gereken desteklere ulasamadim.

Oysa herkes biliyor ki, cagrinin guncelligi ve yakiciligi her gecen gun artiyor. Ben genclere, gonullu tum katilimcilara, duzenlenecek workshoplarla filmlerini nasil yapabileceklerini Istanbul'dan Diyarbakir'a kadar anlatabilecek bir enerjiye sahipken, bu etkin duyuru, yol göstermenin hic yapilamadigi surecte, bu serginin olabilecegine dair umudum hizla sönuyor. Zaman gectikce, yani sira akacak yeni haberler olmadikca, en baslarda cok istekli olan katilimci adaylari da filmlerini yapmaktan -sadece usengeclikten ve utanarak- teker teker vazgeciyorlar.

Aldigin ödul, keske bu cagri ve etkinlige yeniden ivme kazandirabilse ve Kultur Bakani o gun koltugunda cok rahat oturamasa...

Sevgiler."

Sonra dusundum ki, size haksizlik etmemeliyim. En azindan bu istegimden sizi de haberdar etmeliyim ve size bu cagri ve etkinlige o ödul töreninden önce destek verme sansi, olanagi sunmali, bunu simdiye kadar yapmadiysaniz bile, bundan sonra yapabilmenize önayak olmaliyim.

Ne dersiniz?

O gece o koltukta gururla oturmak ve belki de yapacaginiz konusmada bu cagrinin ve etkinligin amaciyla ortak bir perspektife sahip oldugunuzu, bunu da desteginizle gösterdiginizi tum Avrupa ve Akdeniz halklarina iletmek ister misiniz?

Sizin de, uzerinde yasamis ve yasayan tum halklari, turku, kurdu, ermenisi, rumu, suryanisi, arabi, bosnagi, cerkesi ile bu olaganustu kulturler mozayigini olusturan ulkemizin baris ve kardeslikle tanimlanacak bir gelecegi olmasini istediginize dair umudum ve istegimle, sizden bunu talep ediyorum.

Yukarda da yazdigim gibi, kulturler arasi diyalog gibi bir kavramin aciklik, samimiyet ve gercegin -aslinda- ne olduguna dair bir bilgiyle birlikte odaklanilmasi gereken bir kavram oldugunu dusunurum. O yuzden bu acik mektubu kaleme aldim ve bugun blog sitemde yayinlayarak ilgili herkesi bilgilendirecegim. Kisa bir surede vereceginize inandigim cevabi da ayni yerde yayinlayacagima emin olabilirsiniz.

Saygilarimla,

--
Hakan Akcura
http://open-flux.blogspot.com/

No comments: