Daha açılmadan Vakit gazetesinin “Küstah Sergi” başlığıyla hedef gösterdiği Allah Korkusu sergisi devam ediyor. Sergiyi açan Hafriyat Grubu, basının hem hedef gösteren, hem de polisin baskılarını abartan yayınlarından şikayetçi.
Vakit gazetesinde “Sanat adı altında, sövgü kültürü inşaa ediliyor; açılmadan tepki topladı” diye dikkatleri üzerine çektiği sergiyi açan Hafriyat Grubu, bu habere “Daha katılacak olan eserler bile ortaya çıkmış değil” diyerek tepki göstermişti. “Allah Korkusu” adlı sergi, bu tartışmalarla ve yoğun güvenlik kuşatmasıyla 10 Kasım günü açılmıştı. “Serginin güvenliği” için gelen polislerin, bazı sanatçıların kimlik bilgilerini istemesi üzerine kamuoyunda eserlere el konduğu, soruşturma açıldığı gibi haberler dolaşmaya başlamıştı.
Bunun üzerine sergi yerinde konuştuğumuz Hafriyat Grubu elemanları duruma açıklık getirecek bilgiler verdiler. İlk açıklamaları “Serginin amacı manipüle edildiği için basınla görüşmek istemiyoruz” olan Hafriyat Grubu, gazetelere de yansıyan soruşturma açıldığı, takip edildikleri, savcının ifade aldığı gibi iddiaları reddetti. Hafriyatçılar, “Sorun sadece buraya açılışta ‘korumak’ amaçlı gelen polislerin, üç eserin sanatçılarının kimlik bilgilerini istemesi ve sanatçılarca verilmesinden ibarettir” dediler.
Dolaşan haberler üzerine eser sahiplerinden Murat Başoğlu; eserini kendi iradesiyle sergiden kaldırdı. Polisin dikkatini çeken diğer iki eser sergilenmeye devam ediyor. Başoğlu, sergi görevlilerine bu serginin “namaz kılan Atatürk” afişiyle anılmaması ve serginin verimliliği açısından kaldırdığı açıklamasını yapmış. Kimlik bilgileri alınan Başoğlu ve Zeynep Özatalay kamuoyuna yönelik bir açıklama yapmaktan kaçındı.
Kemalizm ve ibadet
Kimlik bilgileri alınan sanatçılardan Hakan Akçura ise “Kemalizm bir ibadet biçimidir” ismini taşıyan afişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu öğrenmesi üzerine Hafriyat Sanat Grubu’nun avukatları eliyle Cumhuriyet savcılığına bir mektup yazdı. İnternet ortamında da yayılan bu yazıda Başoğlu [Akçura demek istediler herhal! H-A], Yazar Murat Belge’nin bir röportajında geçen “Bizde Cumhuriyet’le birlikte oluşan ideoloji tamamen seküler bir alternatif değildir. Kemalizm bir ibadet biçimidir. Dünya tarihinde kısa bir yer tutsa da, bu sekülarizasyon sürecine girmiş olmak, Allah’ı kaybetmiş olmak demektir...” sözünden hareketle “Kemalizm bir ibadet biçimidir” adlı eseri ürettiğini belirtiyor. Başoğlu [Akçura demek istediler yine herhal! H-A], sözlerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi ideolojisi Kemalizm’dir ve paradoksal olarak devletin, ordunun ve bu resmi ideolojinin takipçisi olan insanların siyasal islama karşı çıkışlarında Atatürk bir peygamber gibi anılmaktadır. Afişim, tam da bu çelişkinin dışavurumudur.”
Kendilerini “Sanatsal ve kültürel deneyimlerin paylaşılmasıyla yeni projelerin üretildiği, uygulandığı, bağımsız bir çeşitli sanatlar alemi” olarak tarif eden Hafriyat elemanları; sergileri için bir sansasyon beklemediklerini ve böyle bir durumu da istemediklerini belirtiyor. Serginin amacını, “Korkunun bir tanrı oluşturması ve tanrı adına bu korkunun kullanılmasını, korku kültürünü” sorgulamak olarak açıklıyor. (Memik Horuz-İstanbul/EVRENSEL)
No comments:
Post a Comment