30.1.09

Abdülkadir Aygan İsveç'te dün gözaltına alındı ve bugün serbest bırakıldı

7 ay önce yayınladığım "Gerçekler bilinsin yeter" isimli filmimde yaptığı 3,5 saatlik itiraflarını geçen hafta Taraf gazetesinde yayınlanan Neşe Düzel imzalı seri röportajda yineleyen eski PKK'lı, PKK itirafçısı, eski JİTEM elemanı ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan dün İsveç polisi tarafından gözaltına alındı ve bugün çıkarıldığı mahkemede serbest bırakıldı.

Nasname News'un iddiasına göre gözaltının nedeni TC'nin, Rahşan Anter ve Orhan Miroğlu'nun eski kişisel başvuruları üzerinden temellendirdiği "iade talebi". Mahkeme bugün durumu değerlendirdi, gözaltının uzatılmamasına karar verdi. İade talebinin ayrıca karara bağlanacağını sanıyorum. Aygan'ı avukatı Gunnar Iarsson savunuyor.

Ek:
Nasname, Aygan serbest bırakıldıktan sonra onunla kısa bir tele-röportaj yapmış, onu da yayınlamak istedim.
Aygan:
"Bu cinayetlerde akrabalarını yitirenler biraraya gelmeli. Davacı olmalılar.
"

Nasname-Sayın Aygan geçmiş olsun.
Aygan- Sağolun.

Nasname-Neydi son durum? Biz anlatır mısınız? Sizi neden İsveç polisi çağırdı?
Aygan-Türkiye Cumhuriyeti devletinin iadem için resmi başvurusu varmış.

Nasname- Devletin kendisinin mi yoksa bu konuda Anter ailesinden de şikayetçi ve talepkar olan var mı?
Aygan-Rahşan Anter’in de bu konuda müracaatı varmış. Ama bizi şu nedenle aldılar. Beni adam öldürmekten, bir Partizancı/TİKKO’cuyu da banka soymaktan...

Nasname-İsmi ne? Kaç yıldan beri İsveç’te kalıyor bu kişi?
Aygan- İsmini bilmiyorum. Ama öğrenebilirim. Üç yıldan beri burda ilticacı. Ve banka soygunu iddiasıyla getirilmişti.

Nasname-Sizi neden Türkiye Devleti istemiş olabilir. İfade ise; bize daha önce verdiğiniz beyenatlarda uluslararası bir mahkemede tanıklık yapacağınızı belirtmiştiniz zaten.
Aygan- Beni Türkiye’ye konuşturmak için değil susturmak için istiyorlar. Yoksa tanıklıksa, tanıklığa varım. Ama Türkiye’ye gitmem. Türkiye bana dünyanın teminatını verse gitmem. Bu işleri bir tek ben mi yaptım! Benim üstüm olan onlarca binbaşı, yarbay, general var. Onları alsınlar. Onlar konuşsun. Diğer bir yandan adını söylediğim yüzlerce itirafçı var. Abdulhakim Güven, Adil Timurtaş, Recep Tiril, Hayrettin Toga, Hüseyin Tilki... Ben burdayım. Ve konuşuyorum. Sorun konuşmam mı? Konuşunca neden suçlu oluyorum. Ben bunu anlamıyorum. Ama kim beni suçlarsa suçlasın konuşacağım. Ben PKK’nin de, Jitem’in de itirafçısıyım....

Nasname- Musa Anter ile ilgil, daha önce çeşitli girişimler vardı. Ve bunların bir kısmı neticelenmişti. Bu konuda ne söyleyeceksiniz? Neden bu Rahşan Anter sizinle uğraşıyor?
Aygan- Rahşan hanımın acısını anlıyorum. Buraya geldi. Bazılarını devreye soktu. Onlara güvendim. Ersin Kalkan adındaki polis muhabiriyle benim hakkımda kitap yazdılar. Onlardan ve benimle ilgili kitap yazan diier Timur Şahan ve Uğur Balık’dan da şikayetçiyim. Onlar hakkında da dava açtım. Benim üzerimden hem para kazanıyorlar hem de beni katil ilan ediyorlar. Bunlar gazeteci mi? Savcı mı? Vurguncu mu? Onu da siz karar verin.

Nasname- Bu kısa tele-röportajla belirtmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Aygan- Bence bir şey daha yapılmalı. O da bu cinayetlerde akrabalarını yitirenler bir araya gelmeli. Davacı olmalılar. Ayrıca Türk halkı ve Kürd halkı da şunu bilmeli. Bizi bu suça iten Öcalan ve onun PKK’sı, bir o kadar devlet ve ordunun içinde kurulan JİTEM’dir. Esas suçlu olan bunlar. Bizim de suçumuz var. Fakat bizi vurmak ve bize katil demekle bu iş sonuca ulaşmaz ki.
Ve dün olduğu gibi bugün de eski Jitem içinde benim gibi faaliyet içinde bulunmuş olanlara sesleniyorum: Sizde çıkın o gizlendiğiniz yerden. Elllerinizdeki silahları bırakın. Tetikçi olmayın. Bakın benim durumum şu anda sizin en kralınızdan iyi. İsveç hükümeti en insani yardımını yapıyor. Keşke benim böyle bir devletim olsaydı. Onun için canımı verirdim. Ne örgüt, ne devlet, bana bu güveni vermedi. Eğer ben Türkiye’de en küçük bir şey için gözaltına alınmış olsaydım, öldürülmeseydim bile en az altı ay benden haber alınmazdı. Hiç bir şey olmasaydı eşim çıldırır, çocuklarım sokaklara düşerdi. İşte devlet olmak budur. Türk devleti bari bunu gözönüne alsın.

Ek 2:
Orhan Miroğlu'nun bugün (31.01.2009) Taraf'ta yayınlanan açıklaması:
"Abdülkadir Aygan'ın Türkiye'ye iadesi konusunda kendilerinin bir talebi olmadığını belirten Orhan Miroğlu şunları söyledi: "İçişleri Bakanı Beşir Atalay, DTP Van milletvekili Özdal Uçar'ın soru önergesine verdiği yanıtta Aygan'ın İsveç'ten iadesinin istendiğini açıklamıştı. Özellikle Ergenekon ile ilgili hassas süreçte can güvenliği temel bir sorun. Ergenekon ve JİTEM bağlantısının ortaya çıktığı bu ortamda samimi itiraflarda bulunanların can güvenliği sorunu var" dedi. Aygan'ın bu koşullarda Türkiye'ye iadesinin tehlikeli olabileceğine dikkat çeken Miroğlu, Aygan'ın yaşam hakkının korunması açısından İsveç'te yargılanması gerektiğini söyledi."

No comments: