20.10.06

Question

For "low res reaksiyon"

Utvecklingsprocess av "Sann Dialog" och den ändrade andra frågan för deltagande från Turkiet

Konstprojektet med namnet "Sann dialog / Gercek diyalog" ska utvecklas med inspelningar av svaren på de tre frågorna som jag ställer till alla som vill delta i projektet från Sverige och Turkiet, där deltagarna spelar in sina svar med en kamera och skicka det till mig. Jag ämnar på det viset att starta en process som är öppet till deltagande för människor från dessa två länder varav den ena som är på väg in till EU. Under den processen ska jag samla dessa inspelade band som innehåller deltagarnas intryck, åsikter och reaktioner eller motreaktioner till det egna och det andra landet i en gemensam pool och resultatet som blir efter insamlingen ska sedan presenteras i respektive länderna genom utställningar.

Även den här kallelsen till projektet fick respons framförallt i Turkiet. Den presenterades i bl.a
Radikal (turkisk tidning) och andra websidor, NTV (turkisk TV kanal) hade mig som kvällsgäst på sitt nyhetsprogram, jag intervjuades live per telefon i 20 minuter. Medarbetarna på NTV deltog i projektet genom att spela in sig själva på band och visade det på TV, på det viset blev de förebilder för sina tittare. Inom kort kommer det nyheter om projektet även i Sverige hoppas jag.

Med den utvecklingen av allt respons och intresse som visas upp för projektet, ser det ut som att "Sann dialog / Gercek diyalog" kommer att bli ett konstprojekt med större antal deltagare än mina beräkningar.

Efter den trevliga utvecklingen har jag vänt mig till Svenska Konsulatet i Istanbul och Turkiska Ambassaden i Stockholm för att ge deras stöd till projektet.

“Mitt främsta behov av stöd är att kunna skapa ett brett nätverk för presentation av projektet. Att kunna publicera notiser och skriverier med bredare perspektiv både i svensk och turkisk media. Att få ekonomiskt stöd för att kunna ta emot, redigera, översätta till och från olika språk och texta alla hundratals kanske tusentals inspelningsband som jag ska få. Sedan när projektet är slut, för att kunna ställa ut, att hitta utställningslokaler, att kunna bet ala hyra för dessa om så behövs. Även för utställningen att kunna trycka upp inbjudningskort på båda språken, kataloger och affischer.”
Turkiska ambassaden har visat intresse för mitt projekt och kontaktat mig för ett möte för att diskutera innehallet i projektet. Jag väntar ett svar från Svenska Konsulatet i İstanbul.

Jag ändrade andra frågan för deltagande från Turkiet:


Andra frågan
För deltagande från Sverige:
Vad tänker du ang. “Lagom” Vad tycker du om ett liv där vardagen flyter på med “lagar från lagom”?
För deltagande från Turkiet:
Vad har ni för tankar ang den alltmer växande ny nationalismen och hur ser ni på landets framtid?

19.10.06

"Gerçek Diyalog"un Türkiyeli katılımcılara yönelik ikinci sorusu değişti. Neden ve nasıl mı?

Radikal’de “Gerçek Diyalog”a dair 2 Ekim 2006 günü yayınlanan haberin ardından aynı gece NTV’ye bağlandım. 20 dk. sesimle konuk olup etkinlikten sözettim, Banu Güven'in sorularını cevaplama fırsatı buldum. NTV set ekibi kolay kolay görülmeyecek bir dayanışma örneği olarak, "Gerçek Diyalog"un sorularını gün boyunca cevaplarken kendilerini çekmişler ve katılım olarak bana yollamaya, sözkonusu bültende de tüm izleyicilere örnek olarak sergilemeye karar vermişlerdi. Bana yollayacaklar. O gece kayıtlarında ancak seslerini duyabildim, sevindim ama daha izleyemedim.

Bu her iki -Radikal, NTV- örnek dayanışma örneğinin ardından birçok maille soru, katılım kararı bana ulaştı. Kader bu ya, Radikal gibi NTV de program sırasında altyazıyla izleyicilerine ileteceğini açıkladığı bu blog sitesinin linkini ( http://open-flux.blogspot.com/ ) teknik bir arıza nedeniyle yayınlayamadı.

O günlerin ardından, özellikle de gelen maillerdeki soruların bolluğundan, katılımcı adaylarının arada bakıp bilgi tazeleyeceği, gelişmelerden haberdar olacağı sürekli bir linkin bilgisini onlara iletmek ne kadar elzem anladım. Anladığım ve bir diğer daha önemli şey ise, bu etkinliğin duyurularının çok daha yaygınlaşması için gereken yolları bulmam gerektiği.

İstanbul İsveç ve TC Stockholm büyükelçiliklerine yönelik birbirinin eşi iki destek çağrısı kaleme aldım. Sırayla yolluyorum. Bu mektup ve başvurularda, neye ihtiyacım olduğunun açıklaması şöyle: "ihtiyacım öncelikle çok yaygın bir tanıtım ağı oluşturabilmek. Türkiye ve İsveç medyasında yaygın duyurular yayınlayabilmek. Elime geçecek yüzlerce, belki binlerce kaydı kurgulayıp son haline getirebilecek, değişik dilleri birbirine çevirebilmemi ve videolara altyazı olarak ekleyebilmemi sağlayacak parasal desteğe sahip olabilmek. Etkinlik sonuçlanınca İsveç'te ve Türkiye'de sergileme mekanları bulabilmek, gerekirse kiralarını ödeyebilmek. Bu sergilerin her iki dilde kataloglarını, davetiyelerini ve afişlerini bastırabilmek." Yani az değil. Üstelik bu desteği talep ettiğim yerler de yalnızca bu iki büyükelçilik değil... Her türlü ve biçimde desteğe açığım.

Bir başka önemli gelişme de, katılımcıların eğilimleriyle ve onların uyarısının ardından,"Lagom"a dair soruyu Türkiyeli kullanıcılara sormaktan vazgeçişimle ilgili. Şimdiye kadar bu biçimde kaydedenler tabii ki kabulüm olacak. Ama bundan sonrası için, ikinci soruyla İsveç toplumunu nasıl lagomla yüzleştiriyorsam, Türkiyelileri de bizzat kendi toplumsal statükolarıyla yüzleştirmem gerektiğini düşünüyorum. Orhan Pamuk'un Nobel'i alması ile tam da isveçlilerin Türkiye'ye yönelik gözü, türkiyelilerin de İsveç'e yönelik gözü bu kadar açılmış ve odaklanmışken...
İkinci soru, Türkiyeli katılımcılar için şöyle değişti: "Türkiye’de giderek yükselen yeni milliyetçilik hakkında ne düşünüyor ve ülkenin geleceğine nasıl bakıyorsunuz?

Birçok şeyin sıradışı olduğunu biliyorum:

Böylesi bir açık katılımlı, sonu belirsiz sanat etkinliği,
Bir sanat etkinliğinin yaygınlaşması ve oluşması için kullandığım tüm yöntem ve araçlar,

Sürecin nasıl ve neden böyle aktığına dair sizleri bilgilendirme isteğim,
Bu sanat etkinliğinin "niteliğini" katılımcılarla birlikte kısmen de olsa değiştirebilme rahatlığım.

TC Stockholm Büyükelçiliği beni gelecek hafta toplantıya çağırdı. Siteye koymak için NTV gece programının ve dolayısıyla katılımlarının filmini bekliyorum. İsveç İstanbul Büyükelçiliği'ne yönelik mektubumu bugün yolluyorum. Katılımını bana CD ya da DVD olarak yollamak isteyenler için -ki sayıları hiç az değil- gereken posta kutusunu edinebilmek için bir dernek kuruyorum (İsveç'te kişisel posta kutusu kiralanamadığını bu sayede öğrendim). Size bu blog’u yazıyorum. "Gerçek diyalog" ise büyüyor.

2.10.06

"Gerçek diyalog" basında / "Sann dialog" på press

Radikal gazetesi, 2 ekim 2006 tarihinde "Gerçek Diyalog"la ilgili bir haber yayınladı. Aynı gece NTV gece haberlerine konuk oldum. Programın ilgi çekici kaydı yakında burada yayınlanacak. sanatplatformu.com sitesi de 11 ekim 2006 tarihinde etkinliğe sayfalarında yer verdi.:

Radikal


Akçura diyaloğa çağırıyorGüncel sanatçı Hakan Akçura, İsveç ve Türkiye'den 'Gerçek Diyalog'a katılım bekliyor.

İsveç'te yaşayan güncel sanatçı Hakan Akçura, kendisini İsveç kamuoyunda gündeme getiren 'Göçmen Dairesine Açık Mektup' adlı video performasının ardından şimdi de Türkiye-İsveç hattında diyalog temalı bir video hazırlamak için kollarını sıvadı. 'Gerçek Diyalog' adını verdiği yeni videosu için İsveç ve Türkiye'den katılım bekleyen Akçura, projesine katılmak isteyenlerden üç soruya verdikleri cevapları bir video kamera, videolu fotoğraf makinesi, web kamera ya da telefon kamerasıyla kaydedip kendisine göndermesini istiyor. Akçura'nın sorduğu sorular şöyle: 1) Türkiye hakkında ilk aklınıza gelen düşünceler nelerdir? Bu ülke size neyi anımsatır ya da düşündürür? (İsveç'ten katılacaklar için); İsveç hakkında ilk aklınıza gelen düşünceler nelerdir? Bu ülke size neyi anımsatır, hatırlatır ya da düşündürür? (Türkiye'den katılacaklar için) 2) Lagom (Ortalama İsveçli günlük yaşamına hakim olan, ortalama isveçli ruhunu tutsak eden, içinde zaman zaman gizli ırkçılığı da taşıyan binlerce kalıp, davranış, tavır ve duruşun nedeni olan hayat felsefesinin adı) hakkında ne düşünüyorsunuz? Günlük yaşamın lagomun yasalarınca aktığı bir yaşam hakkında ne düşünüyorsunuz? 3)Birçok Avrupalının, gün gelip de Türkiye Avrupa Birliği'ne katılırsa, Türkiye'den Avrupa'ya insan göçü olacağına dair korkuları hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Katılımcıların kayıt yaptıktan sonra videolarını sıkıştırıp herhangi bir 'update' sitesine yüklemeleri ve o linki de hakcura@gmail.com adresine yollamaları gerekiyor.

Akçura'dan "Gerçek Diyalog"a çağrı