22.1.07

Son iki videoma dair




Saddam Hüseyin'in traji-komik yargı süreci, apar topar alınan idam kararı ve ardından yayınlanan ve yaygın olarak izlenen, biri infazda, biri de morgdaki manzaranın neredeyse ortaçağ vahşeti içeren niteliğini kaydeden iki cep telefon çekimi karşısında bu videoları yapmaya kuşandım. İnfaz filminin bana verdiği ilk duygu, gördüğüm o cellatların, bir gün ellerinde olsa Bush'u da, neredeyse aynı dua ve sloganlarla, aynı sakillikte asabilecekleri ve aynı sakil ama çok gerçek cep telefonu kaydının yapılabileceği "varsayımı" idi. İnfazdan sonra Tarık Ali'nin Guardian'da çıkan bir yazısının başlığı ise "Bush artık rahat uyuyacak"tı. Kastettiği, konuşsa, anlatsa çok şeyi değiştirecek eski suç ortağı Saddam'ın bu acil ebedi sessizliğinin Bush'a ne kadar iyi geleceğiydi.
Bense Bush'un tüm insanlığa ve yerküreye vereceği çok hesabı olduğunu düşünmem bir yana, en azından rahat uyumamasını, sürekli olarak kabus görmesini isteyenlerdenim. Açıkçası, bu iki videoyu ben öncelikli olarak Bush'a yaptım ve umabileceğiniz gibi Beyaz Saray'a da yolladım tüm ironik naivliğimle.

Yaptığım iki videoda da fikir aslında çok basit: Saddam'ın, birincisinde ip geçirilen, asılan, boynu kırılıp sallanan ve diğerinde açık yarasıyla morgda yatan yüzünü Bush'unkilerle değiştirmek. Toplam 400'e yakın kareyi tekrar yapacaktım. Göğüs gereceğim saldırı, tepki ve eleştirilere hazırlıklıydım. "Bush'u -aslında- asmak istemiyordum." "Ortaçağ şiddetinin siyasi pornografisini yeniden üretmek istemiyordum." "Videoların hem Youtube'un yaygın dolaşım ağına girmesini -çok izlenmesini-, hem de ucuzlaşmamasını istiyordum." Zordu, hala zor.


İşin ismini ve tanımını nasıl seçeceğim bu yüzden çok önemliydi: "Mr. President let me challenge you to face his."
Temel anlamı, "Bay Başkan, gel de onunla yüzleş" ya da "Bay Başkan, onunla yüzleşmeye var mısın?" olsa da, "to face" (yüzleşmek) fiili aynı türkçede olduğu gibi "yüz" (face) kelimesini de içermekte. "Challenge" ise bizim ancak "meydan okuma"yla karşılık bulabileceğimiz bir kelime. "G. W. Bush için bir kabus önerisi" olarak tanımladığım bu videoları, bir yanılsama yaratacak, yani yaptığım müdahaleyi dikkatli gözlerden saklayacak kadar "kusursuz", "ustaca" bir teknikle yapmak hem istemedim, hem de elimdeki olanaklarla zaten bunu yapamazdım.

Önce infazı belgeleyen, ardından morgu belgeleyen Saddam çekimlerini, Bush çekimleri olarak değiştirdiğim videoları kendi özgün sürelerinde ve özgün sesleriyle yeniden kurguladım ve Youtube'a koydum. Birkaç gün içinde binlerce insan izledi, yorumladı, saldırdı, övdü. Morgu belgeleyen film yayınının ikinci gününde Youtube'ün "arts and animations" kategorisinde 20. çok izlenen videosu oldu. Ardından "şiddet içermesi" nedeniyle silindi. İlginçti bu standart; çünkü benim Bush'a dönüştürülen videom silinirken, asal video, Saddam'ı morgda açık yarası ile teşhir edeni hala yayındaydı. İnfazı belgeleyen ve onu Bush'un infazına dönüştüren videom ise Youtube'de hala yayında ve bugün itibariyle üç bine yakın insan izlemiş. Youtube'ün çifte standartı, "Saddam sözkonusu olduğunda kabul edilebilir bir şiddet tanımını" sunduğu yerde anlamını buluyor.

Görüyoruz ki, bu çifte standart, videoyu Youtube'ün ardından yüklediğim Google.video için de geçerli ki, videom orada da yayından kaldırıldı.

Bu çifte standartın aynı ve değişik biçimleriyle çok fazla sayıda insanda da varolduğunu düşünüyorum. Kalabalıklar için, yargılamanın çok kolaylaştırıldığı, kolaycılığın temel düşünme biçimi kılındığı bir dünyada yaşıyoruz. Çokça insanın övgü ve desteğini alsa da, diğerlerince benden pek beklenmeyecek kadar sert ve bazılarınca spekülatif, hatta teknik olarak sakil bulunan bu çıkışım ve yaratımım, zamanla gerçek anlamını ve niteliğini bulacak diye umutluyum. Tüm yaratım, sanat, kültür çevrelerine yönelik davetim ise bu videoların ta derinine gömülmüş durumda: Çok ciddi oyunlar, müdahaleler ve kurgularla küresel düzeyde etkin olabilmenin mümkün olduğu günler başladı. Önemseyin bu dalgayı ve yeni medyanın olanaklarını. Yaygınlaştırın o teliflerini, satışlarını çok önemsediğiniz her bir güçlü yaratımınızı.

Yotube'ün çifte standartı Radikal'de


No comments: